Geçtiğimiz yıllarda yeni buluşlarını açıklayan bilim insanları, Venüs gezegeninin asidik bulutlarında bakteriler tarafından üretilen “fosfin” adlı bir gaz tespit ettiklerini ve bunun potansiyel yaşam belirtisini işaret ettiğini duyurmuştu.
Bu açıklamanın ardından NASA ve Avrupa Uzay Ajansı gibi kurumlar, Venüs’le daha fazla ilgilenmeye başladı.
Venüs’teki volkanlar hala aktig
Şaşırtıcı yeni kanıtlar, Venüs gezegenindeki volkanların hala aktif olduğunu ve laf püskürttüğünü gösteriyor.
Bilim insanları, 1990’ların başlarında Magellan uzay aracı tarafından alınan radar görüntülerini kullanarak, 1991’de sekiz aylık bir süre içinde şekil değiştiren ve büyüyen bir volkanik baca buldu.
Alaska Fairbanks Üniversitesi’nden jeofizikçi Robert Herrick, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
Magellan tarafından iki veya üç kez görüntülenen Venüs’teki volkanik alanları inceliyoruz ve sekiz ayda iki radar görüntüsü arasında şekil değiştiren bir volkanik menfez belirledik. Bu sonuçları Venüs’te devam eden volkanik aktivite olarak yorumluyoruz.
Venüs ve Dünya’nın pek çok ortak noktası var; boyutları, kütleleri, yoğunlukları ve bileşimleri birbirine çok benziyor. Ancak zamanla gezegenlerin iklimleri farklılaştı.
Dünya nemli, ılıman ve yaşam barındırırken;Venüs kuru, korkunç derecede sıcak, zehirli, boğucu ve fırtınalı bir atmosfere sahip.
İki gezegen arasındaki diğer bir fark, yapışkan erimiş iç kısmı içeren kayalık dış kabuk olan litosferdir.
Dünya’nın litosferi, kenarları birbirine sürtünen tektonik plakalar olan ve çok sayıda parçadan oluşan kırık bir yumurta kabuğu gibidir. Dünya’nın volkanik aktivitesinin çoğu bu sınırlar boyunca gerçekleşir.
Venüs’ün litosferi, tektonik plakaları olmayan tam bir kabuktur. Bu, gezegenin volkanik aktivitesi hakkında soruları gündeme getirdi.
Gezegenin hala volkanik olarak aktif olup olmadığı ve volkanik olarak ne kadar aktif olduğu belirsizliğini koruyor.
Venüs’ün atmosferi nedeniyle yüzeyini görmek kolay değil; kalın karbondioksiti aşabilen görüntüleme teknikleri gerektirir.
Ek olarak, özel Venüs sondaları çok azdır. Japonya Havacılık ve Uzay Araştırma Ajansı’nın Akatsuki sondası şu anda tek ve gezegenin yüzeyini değil, atmosferini inceliyor.
Diğer sondalar Venüs’ün yanından geçti ve görüntüler aldı, ancak herhangi bir potansiyel volkanizmayı anlamak için yüzeyi zaman içinde izleyebilecek bir araca ihtiyaç var.
İşte Magellan aracının devreye girdiği yer tam da burası. Araç, 1990 ve 1992 yılları arasında, yüzeyi görüntülemek için radar kullanarak Venüs’ün yörüngesinde uzunca vakit geçirdi.
Ancak sondanın yörüngesi eliptikti, bu da Venüs’ün yüzeyini görüntülediği farklı açıların, verileri otomatik karşılaştırmalı analiz için uygun hale getirmediği anlamına geliyor.
Bu, bir insanın bunu manuel olarak yapması gerektiği anlamına geliyordu, bu da zaman alan ve meşakkatli bir görevdi.
Bilim insanları, ilk başta daha önce volkanik olarak aktif olması muhtemel bölgeleri seçerek taraması gereken verileri daralttı.
Daha sonra araştırmacılar, bu bölgelerin etrafındaki değişiklikleri arayarak, Magellan görüntülerini elle inceledi ve çarpıcı sonuçlar elde edildi.
Venüs’teki en büyük iki yanardağ olan Ozza ve Maat Mons incelendiğinde, garip değişiklikler keşfedildi.
Maat Mons’un bir bölümünü oluşturan bir kalkan yanardağının kuzey tarafındaki bir menfez, 1991 yılının Şubat ve Ekim ayları arasında gözle görülür şekilde şekil değiştirdi.
Başlangıçta bu volkan bacası, yaklaşık 2,2 kilometrekarelik bir alana sahip ve neredeyse daireseldi. Sonraki görüntüde, şekil kabaca 4 kilometrekarelik alana genişlemişti.
Ayrıca bu baca, neredeyse ağzına kadar dolu görünüyordu, muhtemelen bir lav gölüne dönüşüyordu, ancak ikinci görüntü sırasında içindeki malzemenin hala erimiş olup olmadığı belli değil.
Havalandırmanın etrafındaki arazinin şekli de muhtemelen taze lav akıntılarının bir sonucu olarak değişti.
Volkanik aktivite olmadığında da bu volkanik bacanın kendi kendine çökmüş olması mümkündür; ama Dünya’da bu tür çökmeler her zaman ya bölgede ya da yakınlarda volkanik aktivitenin sonucu olarak meydana gelir.
Magellan’ın verilerinin yakından incelenmesi de dahil olmak üzere, yakın tarihli diğer çalışmalar incelendiğinde, bulgular Dünya’nın en yakın gezegen komşusunda devam eden volkanik aktiviteyi gösteriyor.
Yorum Yaz